Meryem ve Levent, hastane koridorlarında hayatla zorlu bir savaşa tutuşurken, Cüneyd içindeki öfkeyle tüm sınırlarını geride bırakmıştır. Ailelerinin dağılma ihtimaliyle sarsılan Zeynep ve Mira, korkuları ve çaresizlikleriyle yüzleşirken, Cüneyd ise suçluluk duygusuyla hareket ederek Selim’in izini sürmeye kararlıdır. Onu durdurmak isteyen Zeynep’in yalvarışları bile artık yeterli olmayacaktır.

Levent’in hayata dönmesiyle birlikte Sadi Hüdayi perde arkasında dönen karanlık gerçekleri çözmeye ve Cüneyd’in kontrolden çıkan öfkesini dizginlemeye çalışır. Tekke hanımları, Meryem’in vurulmasıyla daha da kenetlense de üzerlerindeki korku hâlâ dağılmamıştır. Naim ise bir yandan Meryem’le olan geçmişini sorgularken, diğer yandan pişmanlık içinde yanıp tutuşmaktadır.

Meryem’in durumu hızla kötüleşirken, Mira kalp nakline ihtiyaç duyan annesi için göze alınması zor bir kararı tartar. Ancak bu karar, Mira’nın karanlık bir yola adım atmasına neden olabilir. Zeynep bu defa yalnızca Cüneyd’i değil, Mira’yı da dizginlemek zorundadır.

Cüneyd, Mahmut’un adamı Erhan’ı bulmak için gözü dönmüş halde ilerlerken, Sadi Hüdayi’nin tüm çabaları da onu durdurmaya yetmez. Selim’in izine ulaşmak için artık daha fazlasını feda etmeye hazırdır. Ancak gerçeklerle yüzleşme anı geldiğinde, Cüneyd’i büyük bir vicdan muhasebesi beklemektedir.

Öte yandan Meryem’in durumu kritik bir eşikten geçerken, Levent için her şeyi altüst edecek bir karar kapıdadır. Hayatın, inançların ve vicdanın sınandığı bu anda Levent; hem kendi kaderine, hem Cüneyd’in elindeki gerçeğe, hem de Meryem’in yaşamla olan ince bağlarına karşı durmak mı, yoksa her şeye boyun eğmek mi gerektiğine karar vermek zorunda kalır.