Bu hafta konuğumuz Başarılı tv yapımcısı iletişim Danışmanı Konca Kumkum.
ST: Nasılsınız meslek seçiminize nasıl karar verdiniz?
KK: Merhaba, teşekkür ederim, iyiyim. Medya iletişim danişmani ve tv program yapimcisiyim.Ünüversite sinavinda halkla ilişkiler bölumünü kazandim. Ayni sene konservatuar sinavina girdim.Tiyatro bölümününde eğitim aldim. Sektöre girişim radyo programcılığı ile oldu. Akşam yayin gurubu bünyesinde yer alan Alem Fm de yedi yıl, radyo Klas da bir yil yapimci sunucu olarak çaliştim. Bu süreç bana çok şey kattı. Daha sonra tv programlari geldi.
Reytingi yüksek ve bilinen pek çok tv programinin yapımindan, koordinasyonuna hemen her aşamasinda çaliştim. İşin mutfağini öğrendim. 90 lar sektorün en hareketli olduğu dönemdi. Genişleyen portföyümü medya iletişim danişmanliği ve tv programlari yaparak devam ettirme kararı aldim. Kendi işimi kurdum. Halen aktif olarak çalişmaya devam ediyorum.
ST: Basın ve tv de başarılı olmanın sırları nelerdir?
KK: İşi bilmeniz, sektörün içinde aktif olarak var olmaniz gerekir. Temeliniz sağlam olursa ayaklariniz yere sağlam basar. Ne yaptığınızı bilerek, tecrübe ederek ilerlersiniz. İş yaptiğiniz yada yapacağınız mecralari tanırsınız proje üretebilir, talep edilenlere cevap verebilir, taleplerinize karşılık bulabilirsiniz. Benim için İşi bilmek kadar sevmekte önemli. Zor bir sektör. Yolunuza taş koyanlar, ayağınıza çelme takanlar olabiliyor. Ama işe hakimseniz kendinize ve yaptiğiniz işe inaniyorsaniz dik duruşunuzla pek çok sorunun üstesinden gelip başarıyı yakalayabilirsiniz.
ST: İletişim danışmanı tanımını sizden duymak isteriz?
KK: Medya iletişim danişmani markalaşmak veya marka bilinirliğini artirmak isteyen kişi yada kurumlara ulaşmak istedikleri hedefin kapılarını açar. Hedefe giden yolda strateji belirler. Doğru zamanda doğru adımlar atarak yol almalarını sağlar. Medyanin her alaninda onu temsil eder.Projeler üretir, sunar. Hayata geçirmesine yardımcı olur.
ST: Ünlüler ve ünlü olmak isteyenler ile çalışırken karşılaştığınız zorluklar var mı çalışma prensipleriniz nelerdir?
KK: Marka olan isimler yada kurumlar ilerlemek istedikleri alanda yol almış, belli bir donanima ve tecrübeye sahip oluyorlar. Ne istediklerini biliyorlar. Tecrübe ettikleri konuda fikirleri var. Onlarla daha çok proje bazlı ilerliyoruz. Farkli bakiş açiları sunuyoruz. Gözden kaçırdıklarını fark etmelerini sağlıyoruz. Yeni projeler üretiyoruz. Üretimleri üstünden medya planlamsi hazirlayip sunuyor ortak bir noktada buluşup ilerliyoruz..
Markalaşmak isteyenler daha farklı pek çoğu kısa sürede isim yapmak arzusunda. Farkli sorunlarla karşılabiliyoruz.. Örneğin yazar olduğunu söylüyor kitabi çikmiş ama sosyal medyasina bir bakıyorum cümle kuramiyor !
Yada kişisel gelişimci olduğunu söylüyor iletişim sorunu yaşıyoruz. Sadece çevremizi kullanmak adina bizimle çalişan insanlar bile olabiliyor. Gündemde uzmanlaştiği konuyla ilgili bir olay patlamış, tabiri caizse yer yerinden oynuyor haber yapmak istiyoruz gündemi bilmiyor. Yada sabit fikirli. Bu yalniş bunu yapmamalıyız diyorum peki diyor ertesi gün bakiyorsunuz aynı şeyi yapmış. Örnekleri çoğaltmak mümkün..Hazır olmadan yapılan şeyler yerine oturmuyor. Marka olmak kolay değil, hak etmek gerekir.
Ben her zaman çalışmaya karar verdiğim insanları tanımaya çalişirim. Doğru bildiklerimi ve yapilmasi gerekenleri paylaşırım. Yol haritasi çizerim. Ilerlerken onlari gözlemlerim. Yanlarinda olurum. Aradiklarinda mutlaka bana ulaşirlar. Çoğu sabısız, kısa zamanda isim yapmak istiyor.
İş böyle olunca malesef sıkıntı yaşayabiliyoruz. Olaya bakışları sığ. Siz ne kadar söylerseniz söyleyin anlattiğiniz karşınızdakinin anlayabildiği kadardır. Ama bunun tam tersi olanlarida yok değil. Işte o zaman işinizi büyük bir keyifle yapiyorsunuz. Birlikte yol aldiğiniz isimlerin kaydettiği ivmeyi görerek sağlam adımlarla ilerlemesine yardimci oluyorsunuz..
Ben iş yaptiğim insanlarla özel yaşamimda görüşmem. Arkadaşlik ve işi ayırırım.Onlara saygılı davranir ve doğru bildiklerimi paylaşirim. Ayni dürüstlüğü onlardan da beklerim. Canlari acısada düşündüğüm herşeyi yüzlerine söylerim. Duyduğum herşeý duyduğum yerde kalır. Dedikodu yapmam. Kaos dan beslenmem. Olmayacagina inaniyorsam. Söylerim.
ST: Kendinizden bahseder misiniz meslek hayatınız dışında hobileriniz neler?
KK: Biz üç kişilik bir aileyiz. Eşim ve pitbul dogo kirmasi köpeğimiz Sezar. Çok sık seyahat ediyoruz. Köpekler seyahat etmeyi sevmez derler Sezar bayılıyor! Seyahat etmek beni dinlendiriyor.Yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak beni mutlu ediyor. Bize kalsa karavanla dünyayi dolaşabiliriz...Sezon oyunlarini ve aktivitelerini takip etmeye çalisiyorum.. Astroloji ile ilgileniyorum. Evimi seviyorum. Evimde vakit geçirmek, ailemle ilgilenmek beni mutlu ediyor.
ST: Sosyal medya da hemen herkes kendi medyasını oluşturmuş durumda, Sizce sosyal medya tv ve yazılı basının önüne geçebilir mi? İkisi arasında ki denge nasıl olmalı?
KK: Gelişen ve yeni olan hiçbir şeyi redmdetmek gerektiğini düşünüyorum. Sosyal medyayi önemsiyorum. Doğru ve amaca uygun kullanildiğinda fayda sağlladiğinı düşünüyorum. Sosyal medyada yaşamiyorum. Pek çok gazete ve dergi kapandi.Yada dijital olarak devam ediyor. Bunun farkli, başta ekonomik sebepleri var. Insanlar merak ettikleri herşeyi anında İnternete girerek öğrenebiliyor. Şu anda İnternet medyasi oldukça ön planda gazete ve dergiler ayakta kalmaya çabalıyorlar. Televizyonun yerini alabileceğini düşünmüyorum. Ama etkili tabiki. Bakalım herp birlikte göreceğiz.
ST: Son dönemde neler yapıyorsunuz çalışmalarınızdan bahsedermisiniz?
KK: Medya iletişim danişmanliği yaptiğim kişi ve kurumlar var. Yeni sezonla birlikte medya planlamalari devam ediyor. Yapimci olarak devam ettirdiğim iki program var. Ünlü isimler ve alaninda uzman konuklari aldiğimiz 'Başka Sohbetler' ve 'Sağlik masasi' 'Başka Sohbetler' yaz sezonunda başlayan bir program izleyici sevdi.Yayin oturdu. Yeni sezondada devam etme karari aldık. "Sağlik Masasi' yaz sezonunda dinlendi. Ekim ayında tekrar başlama hazirliğindayiz. Farkli kanallarda yayinlanan iki programin içerik danişmanliğini yapmaya devam ediyorum.
ST: Şu anda tv ve meydayı programları nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre süreçte değişmesi ve daha iyi noktalara gidecek etkenler neler?
KK: Tv kanallari şuanda oturmuş, reytingi belli olan programlar ve halkın sevdiği isimler üzerinden gitmeyi tercih ediyor. Sektör sıkıntılı. Ekonomik anlamda rahat değiller. Reklam verenler el değiştirdi. Ellerindeki sınırli imkanları doğru bildikleri şekilde riske girmeden devam ettirmeye çalışıyorlar. Yöneticiler , yapımcılar ekipler kendilerine sunulan imkan dahilinde izleyiciye en iyisini sunmaya çalisiyorlar. Evet çok renklilik yok belki ama yeni alternatifler de hayata geçmiyor değil.
ST: Ben milli boks antrenörü ve oyuncuyum, Boks sporuna bakış açınız nedir? Spor ve beslenme ile ilgili neler yapıyorsunuz?
KK: Ben küçükken, televizyonun siyah beyaz olduğu dönemler, Muhammed Ali nin maçları canli yayinlanirdi. Babam hiç kaçırmazdı.Geç vakit oynanan maçları babamla oturup izlerdim. Boks zor bir spor. Okul döneminde bale ve eskrim yaptim. Sonrasinda devam ettirmedim. Yürüyüş yapiyorum. Ama bu konuda planli programli değilim. Beslenmeme dikkat etmeye çalişiyorum. Sevgili doktorum Murat Topoğlu ile yirmibeş kilo verdim. Beslenme alışkanlığımi değiştirdim. Abur çukur yemiyorum. Sebze ağarlikli besleniyorum.. Hamurişine bayılıyorum ama uzak duruyorum. Kizartma, yağlı ve tatlı tüketmemeye çalisiyorum.
ST: Ülkemizde önemli başarılara imza atmış boksörler var , Bir boksörün hayatının sinema ya da dizi film yapılması ile ilgili ne düşünürsünüz?
KK: Ben yaşam hikayelerini belgesel ve film olarak izlemeyi seviyorum. Olumlu bakıyorum. Iyi bir senaryo ile doğru ellerde çok güzel ve başarılı bir çalışma yapılabilir..
ST: Hayattan aldığınız en büyük ders nedir?
KK: Hayatin kendi içinde sürprizleri var. Yaşadiğiniz çok kötü gibi görünen size çok acı ve zorluk yaşatan olaylar zaman ilerledikçe hayriniza işlediğini farkediyorsunuz. Farkinda olmak çok önemli. Inançli olmak, sabretmek, isyan etmemek, vazgeçmemek önemli. Sonucunda ödülü büyük oluyor.
ST: Günümüzde iletişim danışmanlarını nasıl buluyorsunuz?
KK: Yeni yetişen medya iletişim danişmani yok denecek kadar az!
ST: Konca Kumkum'u 3 kelime ile tanımlamanızı rica etsem neler söylersiniz?
KK: Dik duruşlu, adaletli ve çalışkan
ST: Mesleğiniz de sizi en çok zorlayan ve mutlu eden olaylardan en çok etkilendiklerinizi ‘Pozitif ve Negatif’’ olarak bizler ile paylaşırmısınız?
KK: Olumsuz çok fazla şey yaşadım. Büyük haksızlıklara uğradım. İyilik yaptiğim, insanlar arkamdan kuyumu kazdılar. Yakin arkadaşım dediğim insanlardan zarar gördüm. Düşürmek için çok uğraşan oldu. Ben sustum.İşimi yapmaya devam ettim.İnancim, kendime güvenim her zaman tam oldu. Hiçbir zaman taviz vermedim.İşimi avucumun içi gibi bilirim. O nedenle kaygı ve endişelerim yoktur. Ilginçtir aradan zaman geçti hepsi tek tek gelip özür diledi. Gelmeye yüzü olmayanlar da var tabi. Çok sikintili duruma düşenler oldu. Destek istediler, asla yanana gelmedim ama destek verdim. Ödüller aldim. Ayakta alkışladiklarini gördüm.Gülümsedim! Ben dostumu da duşmanimi da bilirim. Kendi doğru bildiğim yoldan ilerlerim. Siz doğruysaniz yaratanın eli hep üstünüzde oluyor. Bin şükür.
ST: Sevgi Sevgi Dostluk kavramlarının sizin için anlamı nedir?
KK: Sevgi olmazsa olmaz. Kendisiyle barışik olan insan yaşamdaki tüm renkleri sevebilir. Sevgisiz bir yaşam düşünemem. Dostluk önemli bir kavram.Dostluğun kalmadiğinı düşundüğüm şu dönemde en yakın dostum Sezar.
ST: Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
KK: Çok teşekkür ederim. Selam ve sevgiler herkese.
Milli boks antrenörü oyuncu Serkan TATAR