Magazin

Olaylar Olaylar

Merhaba

Yine bir takım magazin olayları ile buradayım ve yine sizlerin belirlediği konularla geldim. Son günlerde en çok konuşulan, sizler tarafından bana en çok sorulan olaylar bunlar. Şeyma Subaşı’nın canlı yayındaki mesajı, Demet Akalın saat kavgası, Selin Ciğerci’nin düğünü, Müge Anlı’nın zaza hanımefendi olayı ve diğer olaylar. Hemen başlayalım.

Şeyma Subaşı ve Acun Ilıcalı’nın son olayı ile başlayalım. Nasıl olmuştu? Acun Ilıcalı kendi kanalında bir sabah programına katılıyor, telefonundan da izleyiciye video gösteriyor. Bu arada Şeyma Hanım’dan bir mesaj geliyor. Tam da Acun’un telefonu tam ekran izleyicinin karşısındayken. Şeyma Subaşı tamamen tesadüf diyor, buna kim inanıyor tam olarak bilemiyorum ama aklı başında bir insanın inanmasının mümkün olduğunu düşünmüyorum. Sabahın o erken saatinde kim bilir kaç telefon ve mesaj oldu Acun Ilıcalı’nın canlı yayında olduğunu haber veren. Söyleyeceğim o ki, hiçbir vasfı olmadan Acun sayesinde ünlü olan biri, biraz gündemden düşünce el kadar çocuğa deniz kızı kıyafeti giydirerek sokaklara çıkaran bir kadın, bu fırsatı mı kaçıracaktı?

Demet Akalın’ın  saat olayını hatırlayalım, ardından ben fikrimi söyleyeyim. Akalın, şarkıcı Berkay Şahin’ın eşine doğum hediyesi olarak hatırı sayılır bir fiyata sahip saat hediye ediyor. Daha sonra bu saatin satılmaya çalışılması konusunda bir duyum alıyor. Sonra hediye satılır mı? Hayır, satmadım bileğime küçük geldi şeklinde konuşmalar ile olaya şahit oluyoruz. Birbirlerini sosyal medyada takibi bırakmalar vs.

Birilerine hediye alırken, küçük veya büyük, bir de üzerinde fiyatının yazmadığı değişim kartı alırız kişiye seçenek sunmak adına. Eğer sorun gerçekten Özlem Ada Şahin’in bileğine olmaması ise değiştirmek istemesi oldukça normal. Ama söylenenler gibi satılmak istenildi ise pek hoş değil diye düşünüyorum. Ancak şöyle de bir durum var; ben Demet Akalın olsam ve bunları yaşasam, o aile ile samimiyetimi hafifleterek görüşmeyi sonlandırırım.  Magazin paylaşımları altına saatin marka ve fiyatını yazmak, sorulara cevap vermek bana göre haklı da olsa eksi puan almasını sağladı Demet Hanım’ın. Kaldı ki bana göre Berkay tartışma ve hadiseler ile ayakta duruyor. Arda olayından sonra yine başka bir barda başka bir çift ile sorun yaşadı. Gündemde kalmayı başarıyor bu şekilde.

Müge Anlı’nın olayına geçelim. Yine stüdyoda mağdur biri var, onunla ilgili bir teyze yayına bağlanıyor. Konuşmanın bir kısmını sanırım tam Türkçe bilmediği için zazaca sürdürünce  Anlı, “anlamadığımız bir şeyi yayına vermemize gerek yok” diyor ve bağlantı kesiliyor. Bir anda sosyal medyada linç girişimi başlıyor. Müge Anlı’nın zazaca konuşulmasına tepki verdiği, acilen özür dilemesi gerektiği paylaşılıyor. Siyasi isimler bile tepki gösteriyor, hatta bölücülük ile suçluyor kimileri. Kesinlikle katılmıyorum; anlamadıkları bir dil ile sağlıklı iletişim kurmaları ne kadar mümkün olur? Orada oturan kişinin o dili çevirmesine ne kadar güvenilir ki biliyorsunuz Müge Anlı’nın programında korkunç son ile tamamlanan vakalar görüyoruz. Bilinmeyen bir dilin taraflı çevrilmesi çok ciddi sonuçlar doğurabilirdi. Müge Hanım bence olması gerekeni yaptı, özür dileyecek bir durum yoktu kısaca ortada.

Selin Ciğerci’nin düğünü ile ilgili kaç mesaj geldi hatırlamıyorum; bir paragraf ile özetlemeye çalışacağım. Herkes ayrı bir açıdan bu evliliğin sürmeyeceği konusunda farklı düşüncelere sahip. Evet ben de uzun bir evlilik olmayacağını düşünüyorum; sebebi Selin Ciğerci’nin cinsiyet değişkliğinden önce aralarındaki yaş farkı, Gökhan Çıra’nın yaşının çok küçük olması. Yazım mutlaka onlara ulaşacak ve belki de kızacaklar, duygularından emin olduklarını düşünüp saçmaladığımı düşünecekler ama 23 yaşında henüz Gökhan Çıra, ne kadar emin olabilir? Tüm bu masal sona erdiğinde üzülen isim yine Selin Ciğerci olacak. Bu yazı da burada dursun. Altın kemer olayına gelince; tamamen samimiyetsiz buldum. Geleneklerimizde olan kırmızı kurdele yerine altın kemer kullanılması, sanıyorum ki magazinde iki satır fazla yer almak içindi. Çünkü sonradan görme olmadıklarını biliyorum. Takı yerine belki olurdu ama kırmızı kurdele yerine olması çok şık olmadı bana göre.

Konu ile ilgili son olarak davetliler; evet sizin de bildiğiniz ve söylediğiniz gibi düğünde çok kişi vardı. Bir ben yoktum bir de Donald Trump…

Son magazin olaylarından biri de Hadise’nin ‘mekânın sahibi’ sözü üzerine Gökhan Özoğuz’un   “Ben hayatımda böyle şeyleri konuşmayı sevmem ve bunu iddia eden insanları da sevmem. Herkes müziğini yapmalı”  şeklinde konuşması yine bazılarının Hadise’ye laf gönderiyor yorumlarına sebep oldu. Özoğuz laf göndermesi mi yaptı bilmiyorum ama söylediklerine tamamen katılıyorum. Mekanın sahibinin kim olduğunuz izleyici zaten biliyor. Bunu iddia etmek bana göre şımarıklık, sizce de öyle değil mi?

Yeni haftada, yeni magazin olayları ile buluşalım olur mu?

Sevgimle