Bugün sosyal medyada dikkatimi bir fotoğraf çekti.
Sunucu Esra Erol doğum gününe özel bir fotoğraf paylaşarak “Salıncaktaki kız çocuğundan bugün ki kadına dönüşürken hikayeme ortak olan herkese sevgiyle Hoş geldin 37”notunu düşüverdi.
Kim derdi ki paylaştığı o fotoğraftaki salıncakta sallanan kırmızı rugan pabuçlu ,kırmızı elbiseli , al yanaklı gülümseyen kız çocuğu 37 yıl sonra Türkiye'nin en çok konuşulan ,en sevilen ,en başarılı kadınlarından biri olacak diye!....
Aradan geçen yıllar gülümsemesinden hiçbir şeyi kaybettirmemiş ,bilakis yaptıklarıyla kendisiyle birlikte yüzlerce, binlerce insanı da gülümsetmiş ön ayak olduğu sosyal sorumluluk projeleriyle insanlara umut olmuş kederden akan göz yaşlarının sevinç gözyaşlarına dönüşmesini sağlamış…
Küçücük bir stüdyoda başlayan televizyon serüveni yıllar geçtikçe büyümüş kitlesi genişlemiş ve gün gelmiş milyonlara hitap eder olmuş.
Kolay değil böyle bir başarıyı bunca yıl sürdürebilmek eksilmeden katlana katlana yükseltmek…
O yüzden hırsını seviyorum Esra Erol’un mücadeleci kişiliğini seviyorum, pes etmeyişin seviyorum, bir kadın olarak Kütahya’da başlayan hayat macerasını İstanbul'a taşıyışını bu kurtlar sofrası denen ortamda dimdik ayakta kalışını seviyorum…
Ve dahası vefasını seviyorum…
Yıllar önce başlayan bu serüvende yanında olanları kanatlarının altına alışını onlarla yol arkadaşlığı yapışını abla kardeş oluşunu seviyorum…
Aile kavramına olan saygısını sevgisini seviyorum…
Tabi bu zorlu yolda hep yanında olan eşi Ali Özbir’i de unutmamak lazım.Eşini destekleyen işinde yükselmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan güçlü bir erkek o…
İşte o salıncaktaki minik güler yüzlü kız, 37 sene sonra yaşadıkları ve yaşattıklarıyla topluma mal oldu.
O Zaman Yeni Hikayelerde Görüşmek Üzere Sevgili Esra Erol….