Sevgili Kalbim, insan ne zaman özgürdür?

Kitapların eskiyen sayfalarının kokusu yayıldı etrafımda, dört duvarla çevrili bedenim. Duygularıma kelepçe vurdum, sözlerime acı koydum. Geceler gündüz yaşıyor, gündüzler gece. Ay güneşe hasret kaldı, güneş yıldıza...

Bütün organlarım adeta bana tutsak olmuş. Dili olsa, ne derdi hepsi acaba?

Kalp çığlık atmaz mıydı “hey sen neden beni hep kırmalarına izin veriyorsun?” Gözler “sen ne kadar ahmaksın, bu kadar kötülüğü bana ne için gösteriyorsun?” Ellerim “neden beni özgür bırakmıyorsun?”

ve daha niceleri.

Ah neler yaşattım onlara. Kendini neden hor kullanır ki insan? Tıp bu kadar ilerlemişken, mesela kalbine estetik yapmak mümkün mü?

Hey Doktor bey, kahrolsun!

Benim kalbim yeniden kırıldı.

Evet evet son sevgilim üzerinden dozer geçirmişti. Acaba biraz düzeltebilir miyiz diye bilir misiniz? Doktor hanım, bizim Ayşe’nin kalbi daha çok seviliyor, bana da aynısından yapar mısınız?

özgür insan

İnsan, tamir imkanı olmayan bir şeyi neden bu kadar kıymetsiz yaparak yaşar ki?

Kalp bu işte ne sevmekten vazgeçiyor, ne kırılmaktan. Gönül bu işte ne aktan vazgeçiyor ne de boktan

Kimim ben?

Yağan yağmur damlacığı mı? arabadaki basit bir civata mı? yoksa insanın aklına ihtiyaç anında kullanması gereken ikaz düğmesi mi? Kimiz? Neyin içerisindeyiz?

Kimi zaman hiçiz, belki de sadece milyonda bir rastlanmakta olan bir yokluk.

Hatıra defteri gibiyim bugünlerde. Her sayfası bir kaos olmuş, yeni sayfa açmak için bir öncekini silemiyorum. Ruhum sevgiye yoksun, bedenim mutluluğa. Neden öldürdünüz içimdeki Pollyannayı. Sorularım cevapsız, yazılarım anlamsız, kelimeler boş, cümleler ölü ve ben her geçen gün tükeniyorum.

İyi olmak neden bu kadar zor be dostum? Kötülük daha mı kolay boktan dünyada?

Sana bu yazıda bir şey öğretemem, ben öğrenemedim ki öğreteyim. Sorularına cevap veremem ben cevap bulamadım ki cevaplayayım.

Uzun ince bir ipte yürüyoruz. Yaşamak bir sanat değil, cambazlık. İpin üzerinde yürürken düşürenin çok, kaldıranın az olurmuş. Bir yerden sonra çıkmaktan ve düşmekten yoruluyorsun.

içimdeki ses haykırıyor.

Pes Etme!

Sen bir şiirsin, ne şaire ihtiyacın var, ne okuyana

Sen bir notasın, ne şarkı olman gerek ne de seni seslendirecek bir şarkıcıya,

Sen bir denizsin, ne bir gemiye ihtiyacın var ne bir limana.

Ve

Sen bir kalpsin, ne sevilmeye ihtiyacın var, ne de sevmeye. Sadece yaşamaya bak emi.