23 Nisana denk gelen bir haftada Bir Aile Hikayesini yazmak istedim...

Nasıl ihtiyacımız varmış sıcacık aile hikayesi izlemeye di mi...This is Us ile olan  farklılıkları ve cast çok eleştirildi... belki de çok haklı yönleri de var...

Ama bırakalım şimdi bunları...içeriğine bakalım...

Cast’ı orjinali ile kıyaslarsanız oldukça olumsuz taraflar bulabilirsiniz elbette... ve hatta hikakeyi...

ama karakterler ve hikaye “bize” “entegre” edilmiş halde...ana çatı değişmeden “bize ait bir aile hikayesi” artık bu...

Unutmaya başladığımız değerlerin yüzyıla uyumlanırken nasıl sıkıntılı süreçlerden geçtiğini  gösteren de bir hikaye bu...

Herkes iyilik yapmak  amacıyla bir şeyler yaparken; aslında karşı taraf için nasıl zor durumlar yaratılabileceğinin aynasını da tutuyor bizlere...ama bu durum iyiliği yapmamak için gerekçe olmuyor..

bilakis kendisini anlatmak için, kafasında ki “aslında” yı anlatmak için mücadeleler veriyor kahramanlar...

Aile bireyleri ve kardeşler arasında yaşanan çatışmaların ve gerektiğinde “bir” olma duygusunun güzel anlatıldığı bir iş olmuş bana göre...

Eğer bir değer yaşamınızı ağırlaştırıyor ve güncel durumlarla uyumlanmanızı engelliyorsa, sancılarla da olsa yeni revize edilmiş haline uyumlanmanın hayatı güzelleştirdiğinin de göstergesi bir nev’i... kimsesiz bir çocuğa kol kanat germek; öz baba ile iletişimini kendince haklı nedenlerle engellemek...

Yaş kaç olursa olsun kişide yaşattığı travma...

Sonra kilolu bir oyuncu çıkıyor karşımıza...inanılmaz güzel geldi bana...Herkes ince doğmuyor bu dünyada doğal olarak... kilo sorunu olanların yaşadığı bunalımları, aşkları, mutlulukları ve güçlü yanlarını anlatanan inanılmaz bir cast...(orjinalinde de aynı duygularla izlemiştim.)

Ve oyuncumuz da gerçekten çok güzel oynuyor. Bayıldım kendisine...

Kısaca sevgili dostlar; sanki daha çok aile hikayesi izlemeliymişiz gibi geldi bana...

Belki o zaman çocuklarla aileler arasında gittikçe açılan makas aralığını daraltabiliriz birazcık...

belki değişen değerlerin korkutmaması gerektiğini de...

aile olmak için birlikte büyümenin ve birbirine emek harcamanın ne kadar kıymetli olduğunu tekrar tekrar hatırlatabiliriz birbirimize...

Entrikalarla birbirinin arkasından kuyu kazan kardeşlerle, birbirinin eşlerini ayartmaya çalışan aile fertleriyle, işlerine tuzaklar kurup güç ve para esiri olan babalar, dedeler ve annelerin nasıl kötü olabileceğine şahit olduğumuz dizilerle kötülüğü işlemek yerine;

iyilik için, birbirine emek vererek hayatı yürütmenin iç huzurunun hiç bir şeye değişmeyeceğini gösterebiliriz mesela...

Kötü olmak zaten çok kolay ki...

İyi olmak zor...

Fedakarlık, emek, sabır, erdem istiyor...

Daha güzel yarınlara sahip olsun çocuklarımız...

Güzel hikayeleri olan diziler izletelim...

Nice 23 Nisanlar...

Betigül Ceylan

[email protected]